SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 22 >>

DEVAM: 11. Sidikten Temizlenme.

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حَسَنَةَ قَالَ انْطَلَقْتُ أَنَا وَعَمْرُو بْنُ الْعَاصِ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَخَرَجَ وَمَعَهُ دَرَقَةٌ ثُمَّ اسْتَتَرَ بِهَا ثُمَّ بَالَ فَقُلْنَا انْظُرُوا إِلَيْهِ يَبُولُ كَمَا تَبُولُ الْمَرْأَةُ فَسَمِعَ ذَلِكَ فَقَالَ أَلَمْ تَعْلَمُوا مَا لَقِيَ صَاحِبُ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَانُوا إِذَا أَصَابَهُمْ الْبَوْلُ قَطَعُوا مَا أَصَابَهُ الْبَوْلُ مِنْهُمْ فَنَهَاهُمْ فَعُذِّبَ فِي قَبْرِهِ قَالَ أَبُو دَاوُد قَالَ مَنْصُورٌ عَنْ أَبِي وَائِلٍ عَنْ أَبِي مُوسَى فِي هَذَا الْحَدِيثِ قَالَ جِلْدِ أَحَدِهِمْ و قَالَ عَاصِمٌ عَنْ أَبِي وَائِلٍ عَنْ أَبِي مُوسَى عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ جَسَدِ أَحَدِهِمْ

 

Abdurrahman b. Hasene (r.a.) şöyle demiştir: (Bir gün) Amr b. As ile birlikte Nebiyyi Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizi ziyarete varmıştık. Nebiimiz, yanında sığır derisinden bir kalkanla çıktı. Sonra onun (arkasına) gizlenerek küçük abdestini bozdu. Biz "dikkatle bakınız Nebiimiz kadınlar gibi oturarak (ve gizlenerek) abdestini yapıyor (bozuyor)” dedik.Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu işitti ve şöyle buyurdu:

 

"İsrailoğullarından birinin başına gelenleri bilmiyor musunuz? Onlar bulaştığı zaman idrarın isabet ettiği kısmı keserlerdi. İşte, Benu Israil'den bir kimse bundan (idrarın değdiği yeri kesmekten) onları nehyetti. Neticede kabir azabına uğratıldı."

 

Ebu Davud dedi ki: "Mansur Ebu Vail'den, o da Ebu Musa el-Eş'ari'den bu hadisi rivayet ederken Ebu Musa (r.aj'ın (hadisteki) "elbiselerine idrar bulaşınca'' sözü yerine '"derilerine idrar bulaştığında" dediğini söylemiştir."

 

Asım ise Ebu Vail'den, o Ebu Musa'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ederken Resulullah'ın sözü geçen tabirler yerine “onlardan birisinin cesedine (idrar bulaştığında)" dediğini rivayet etmiştir.

 

 

Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel

 

AÇIKLAMA:     Abdurrahman b. Hasene ve Amr b. As hazretleri cahiliye adetleri içinde yetiştiklerinden, Fahr-i Kainat Efendimizin idrardan sakınmak için yere oturarak ve gizlenerek küçük abdest bozmasını ilk defa görünce, birden bire yadırgamışlar ve hayrete düşerek kendi aralarında konuşmaya, "Bak hele Nebiyy-i Ekrem oturarak kadınlar gibi bevl ediyor" demeye başlamışlar. Aslında onların bu sözlerinde alay ve hakaret kastı yoktur ve zaten sahabiden böyle bir hareket de beklenemez.

 

Nebiyyi Ekrem'in bu fiilini yadırgamaları cahiliye hayatında ayakta işemenin erkeklik ve kahramanlık alameti sayılmasındandır.

 

Bu iki sahabi yeni müslüman olduklarından cahiliyye döneminden yeni kurtuluyorlardı. Fahr-i Kainat Efendimiz de gayet yumuşak bir tavırla işin ciddiyetini tarihi misallerle anlattı. Hadiste geçen "Benu İsrail'den bir kişi*' den kasıt, herhangi bir kişidir denilirse, hadisi anlamakda bii güçlük yoktur. Ancak Ayni'nin dediği gibi bu, Musa (a.s.)'dır, denilirse, o zaman hadis-i şerife şöyle mana vermek gerekir: "Musa (a.s.) bevlden sakınmaları konusunda onları uyardı; bu uyarıyı, dikkate almayanlar kabirde azaba uğratıldı."

 

Şu da var ki bu iki sahabinin "Nebi'e bakın kadınlar gibi abdest bozuyor" sözü "kadınlar gibi gizlenerek, edep yerlerini açmadan, sakınarak abdest bozuyor'* manasana da hamledilebilir. O takdirde bu, Rasulullah*ın edebine, hayasına hayranlık ifadesini taşır.